Aydınlı Apt. No:36, Kat:2, Daire:4
Konak / Alsancak | İZMİR
Telefonla İrtibata Geçebilirsiniz
turan@uckunlaboratuvari.com
*Cumartesi günleri 15:00'e kadar açığız
Günümüzde, gerek kadın ve gerekse erkeklerde görülen genital organ enfeksiyonlarının artmasının nedeni; korunmasız cinsel ilişkidir. Toplumun, cinsel ilişki davranışlarındaki bilinçsizlik de cinsel yolla bulaşan hastalıkların artmasına neden olan diğer bir faktördür. Türkiye’de ve dünyada, gittikçe artmakta olan cinsel yolla bulaşan hastalıkları, öncelikle 2 ana başlıkta toplamakta yarar var:
Bu bilgilendirmemde, meni ya da vajen kültürü yöntemiyle tanı konulan cinsel yolla bulaşan bakteriyel, fungal ve paraziter hastalıklardan bahsetmek istiyorum.
Meni’den ve serviks veya vajina’dan, kültür yapılarak izole edilen (üretilen) tüm enfeksiyon etkenlerinin tedavisi mümkündür. Ancak önemli olan; etkenin izole edilmesi (ayrıştırılarak saptanması) ve yapılan antibiyograma göre antibiyotik uygulanmasıdır. Kültür yapılmadan rastgele verilen antibiyotiklerin faydasından çok zararı olmaktadır. Çünkü, yukarıda isimlerini söylediğim tüm enfeksiyon etkenlerinin tedavileri çoğunlukla farklı antibiyotiklerle mümkündür.
Örneğin; “akıntı veya yanma var” diye verilen rastgele bir antibiyotik, olası Candida (mantar) enfeksiyonunu daha da arttırır. Tahminen, Gonore enfeksiyonu vardır diye verilen rastgele bir antibiyotik, toplumumuzda çok sık görülmeye başlayan Mycoplasma – Ureaplasma – Chlamydia – Gardnerella ve Trichomonas’ın neden olduğu enfeksiyonları tedavi etmediği gibi, üstünü örter. Rastgele antibiyotik alan kişi, taşıgan hale gelerek enfeksiyonu, ilişkide bulunduğu partnerine bulaştırır. Taşıgan; kendisi, enfeksiyon etkenini taşıdığı halde, herhangi bir belirti göstermeyen ancak, taşıdığı enfeksiyon etkenini etrafa bulaştıran kişidir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar olarak, halkımızın çoğunluğu, GONORE (bel soğukluğu) ve AIDS’i bilir ve doktora, bu hastalıkların tanısı için başvurur. Ancak; 10 – 15 yıldan bu yana, yurdumuza, fuhuş yoluyla para kazanmak için gelen yabancı uyruklu kadınlar, erkeklerimize, (kendilerinde çok sık rastlanan) Mycoplasma – Ureaplasma ve Chlamydia enfeksiyonlarını sıklıkla bulaştırmaktadırlar.
20 yıl önce, bir üniversitenin kadın – doğum kliniğine, vajinal yakınmaları nedeniyle başvuran kadın hastalardan 300 kişide yaptığımız servikal akıntı ve vajen kültürlerinde, yukarıda bahsettiğimiz etkenler izole edilerek gerekli olanlara antibiyogramları yapılmış ve hastalar antibiyogram sonucu saptanan ve doğru olarak verilen antibiyotik, anti-mikotik ve anti-paraziterlerle tedavi olmuşlardı. Ancak 20 sene önce yaptığımız bu tetkiklerde, Mycoplasma – Ureaplasma ve Chlamydia etkenlerini hiç izole edememiştik (üreterek saptayamamıştık). Yani daha önce, Türkiye’de bu genital enfeksiyonlara rastlanmıyordu!
15 yıldan bu yana dünyanın tüm ülkelerinde ve de Türkiye’de artan ve çok rağbet gören sex turizmi, erkeklerimize, (ve dolayısıyla kadınlarımıza) Mycoplasma – Ureaplasma ve Chlamydia etkenlerinin bulaşmasına ve de oluşturdukları enfeksiyonların yayılmasına neden olmuştur. Bu etkenler, erkeklerde (çoğunlukla) herhangi bir akıntıya veya yanmaya, yakınmaya neden olmazlar. Ancak erkekler, taşıdıkları mikrobun ve dolayısıyla taşıganlıklarının farkına varmadıkları için partnerlerine enfeksiyon etkenini ve dolayısıyla enfeksiyonu kolayca verirler. Bu etkenlerin gerek kadın ve gerekse erkeklerde oluşturdukları ciddi sorunlar konusunda daha geniş bilgi edinmek için Mycoplasma ve Ureaplasma ile ilgili makalemi incelemenizi tavsiye ederim.
Şüpheli bir cinsel ilişkide bulunan kişi, (aklı devamlı olarak, korunmasız veya korunmalı, tanıdığı veya tanımadığı bir kişiyle kurduğu ilişkide olduğu için) idrar yaparken en ufak bir yanma hissettiğinde veya bir akıntısı olduğunda (tetikte olduğu için) hemen bir hekime başvurarak muayene olur. Bazı hekimler de deneyimlerine dayanarak (tahlil yaptırmadan) kişiye bir (x) antibiyotik verir. Kişi antibiyotiği aldığı 2-3 gün içinde, şikayetlerinde bir azalma hisseder ve tedavi olduğunu sanır. Hekiminin verdiği (x) antibiyotiği bitirdikten 3-4 gün sonra yakınmaları yeniden başlayınca, yine aynı hekime başvurur.
Hekim (yine tahlil yaptırmadan) bu kez (y) antibiyotiğini verir. Hasta, doğal olarak hekimin verdiği (y) antibiyotiğini de bitirir. 3 – 5 gün sonra şikayetlerinin yine geçmediğini görünce, internet aracılığıyla konu ile ilgili sitelere girer…. Sitelerin hepsinde farklı bilgiler ve bilgi kirliliği olduğu için fikir karmaşası yaşar ve bu kez “cinsel yolla bulaşan hastalıklar” konusundaki forumlara girer. O forumlarda da (maalesef), konuyu bilen-bilmeyen herkes bir yorumda bulunduğu için (bilimsel olmayan bilgi kirliliği), bu bilgi kirliliği, derdine derman arayan kişiyi iyice bunalıma sokar.
Kişinin şansı varsa, forumda tek doğru öneri olan “işin ehli bir laboratuvara başvur” önerisini dikkate alarak bir laboratuvara başvurarak gerekli örneklerin gerekli yöntemlerle alınması suretiyle testlerini yaptırır. İzole edilen etken mikroplara yapılan antibiyogram sonucunda, belirlenen antibiyotikler ile kesin tedavi uygulanır. Böylece kişi, tüm yakınmalarından (geç de olsa) arınır.
Dikkat ettiyseniz TANI için Genital organ enfeksiyonları konusunda “İŞİN EHLİ BİR LABORATUVARA BAŞVURMANIZI” tavsiye ettim. Çünkü bazı hastalarımdan aldığım duyumlara göre, bazı laboratuvarlar şehir dışından kültür yaptırmak için kendilerine başvuran hastalara “EKUVİYON” dediğimiz, (KULAK için kullanılan PAMUKLU KÜRDANLARA BENZEYEN) çubukları göndererek; çubuğun pamuklu ucunu PENİSİN İDRAR YAPILAN KISMINA veya VAJİNAYA sürmelerini; ve sürüntü aldıkları bu çubukları kargoyla kendilerine geri göndermelerini önermektelermiş. Laboratuvarlar, bu sürüntülerden yaptıkları kültür ve antibiyogramla da etken mikropları ve etkili antibiyotikleri bulduklarını söyleyerek sonuç veriyorlarmış.
Kültür konusunda, size yapılan bu tip önerilere kulak asmayın. Genital organ enfeksiyon etkeni olan mikroorganizmalar, yani Ureaplasma, Mycoplasma, Gardnerella, Candida ve diğerleri, her zaman penisin idrar yapılan yerinde siz sürüntü alın diye sizi beklemez. Orada her zaman hazır bir şekilde bulunmaz! Bulunsa dahi özellikle Mycoplasma ve Ureaplasma vücuttan ayrıldıktan 10 – 15 dakika sonra ölür! Ölen mikrop yeniden canlanır mı? Üremesine olanak var mı?
Ayrıca, şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. KONDOMLA GİRDİĞİNİZ CİNSEL İLİŞKİYLE SİZE HERHANGİ BİR ENFEKSİYON ETKENİNİN BULAŞMA OLASILIĞI YOKTUR. “Acaba bulaşma olmuş mudur ?” diye bir korku yaşamayın. KÜLTÜR YAPTIRMAYIN! ANCAK, HUMAN PAPILLOMA VIRUS, GENİTAL HERPES ve UYUZ cilt temasıyla da bulaşır fakat KÜLTÜRLERİ YAPILAMAZ. BUNLARIN TANI YÖNTEMLERİ FARKLIDIR.
Yeniden “ANTİBİYOGRAM” konumuza dönecek olursak;
Sadece cinsel yolla bulaşan bakteriyel ve mantar enfeksiyonlarında değil, diğer bakteriyel enfeksiyonlarda da, en basitinden, boğaz, kulak ya da idrar yolu enfeksiyonlarında da enfeksiyon etkeninin tanısını koymak ve bu etkeni ortadan kaldıracak antibiyotiği saptamak, sağlığınız için mutlaka öngörmeniz gereken en doğru yoldur.
Unutmayın ki; tedavi olmak amacıyla rastgele alacağınız antibiyotikler, sağlığınıza yarardan çok zarar verir.
Antibiyotikler konusundaki çok ayrıntılı bilgileri içeren makalemi de okumanızı tavsiye ederim.
Online Eğitimler