Aydınlı Apt. No:36, Kat:2, Daire:4
Konak / Alsancak | İZMİR
Telefonla İrtibata Geçebilirsiniz
turan@uckunlaboratuvari.com
*Cumartesi günleri 15:00'e kadar açığız
Bu makalemde HEPATİT B nedir, tanı testleri nelerdir, nasıl bulaşır ve hepatit B hastalığının belirtileri nelerdir gibi soruların cevabına değinmek isterim. Hepatit B enfeksiyonu, direkt olarak karaciğeri etkileyen bir virüsün neden olduğu bir hastalıktır. Karaciğerin iltihaplanması anlamına gelen hepatit, insan vücudunda birçok olumsuzluğa yol açar. Halk arasında her cilt sarılığı görülen hastalığa “sarılık” denir ancak, her hepatitte sarılık görülmez.
“Hepatit B nedir” konusuna değinmeden önce “Hepatit” teriminden kısaca bahsedelim. Hepatit terimi, farklı virüslerin neden olduğu bir dizi karaciğer enfeksiyonunu tanımlamak için kullanılır.
Hepatit enfeksiyonuna neden olan 5 ana hepatit virüsü vardır. Bunlar; hepatit A, hepatit B, hepatit C, hepatit D ve hepatit E virüsleridir.
Hepatit A ve E enfeksiyonları, virüsün fekal-oral yolla bulaşmasıyla oluşur. Ağızdan pişmemiş ve iyi yıkanmamış kontamine gıdalarla, kontamine suyun içilmesiyle veya direkt dışkı teması ile bulaşır. Genelde de şifa ile sonlanırlar.
Hepatit B, C, ve D virüsleri kan veya vücut sıvıları ile ve genelde cinsel temasla bulaşabilir. İyi haber şu ki; bu makalenin konusu olan hepatit B, aşı olma ve diğer koruyucu önlemlerle önlenebilir.
Hepatit B, karaciğerde iltihaplanmaya neden olan bir virüs enfeksiyonu hastalığıdır. Çağın vebası olarak da nitelendirilen hepatit B, Türkiye’de olduğu kadar, tüm dünyada da çok yaygın olan bir halk sağlığı problemidir. Kan veya diğer vücut sıvıları yoluyla bulaşabilen hepatit B virüsü, enfekte kişilerde genellikle, iştah kaybı, yorgunluk, karın ağrısı, ciltte sararma gibi bazı belirtilere neden olabilir. Belirtilerden daha detaylı bahsedeceğiz ama, gelin önce hepatit B nasıl bulaşır sorusuna değinelim:
Hepatit B enfeksiyonu, oral temas, vajinal ve anal cinsel temasla, ortak paylaşılan seks oyuncakları, kirli enjektörler, akupunktur iğneleri, dövme gereçleri kuaför ve berberlerdeki iyi sterilize edilmemiş makas, manikür, pedikür gereçleri, tıraş bıçakları ve sakal köpürtme fırçaları, ortak kullanılan diş fırça ve macunları ile bulaşabilir.
Hepatit B enfeksiyonu, kan ve kan ürünlerinin kullanımı, iyi sterile edilmemiş cerrahi aletlerle müdahaleler, diş tedavileri, sünnet ve kulak delme gibi işlemlerle sağlık personeline de bulaşabilir.
Hepatit B, akut ve kronik form olarak ikiye ayrılır. Hepatit B’nin akut sarılık formundaki hastalığa ait erken belirtileri; başlangıçta gribal enfeksiyon, iştahsızlık, bulantı, kusma, karnın sağ üst kısmında ağrı, döküntüler, ateş, baş ağrısı, halsizlik, çabuk yorulma ve eklem ağrısı gibi özgün olmayan belirtilerdir. Hepatit B’nin akut formundaki bu belirtiler zamanla gerilerken, hastada sarılık ortaya çıkar. İşte bu dönemde idrar renginin koyulaşması ve dışkı renginin açılması hepatit B’nin en belirgin özellikleridir. Tam iyileşme 6 ayda olur. Akut form, belirtisiz ve cilt sararmadan da geçirilebilir.
Hepatit B’nin değişik formları vardır. Bunları sıralarsak;
Hepatit B enfeksiyonu; hepatit B virüsü vücuda girdikten sonra, 40-180 gün kadar uzun süreli bir kuluçka dönemi olan ve sonrasında akut ve kronik seyir gösteren bir enfeksiyondur. Akut formunda hastalık hiç hissedilmeden iyileşebildiği gibi, birkaç hafta devam eden seyirle ve hafif belirtilerle de iyileşebilir. Bu süreç genelde 4-9 hafta olarak tanımlanabilir.
Ancak hepatit B’de virüs, bir kişinin kanında 6 aydan fazla sürede kalırsa, karaciğerinde hasar oluşturabilir. Bu durumda, enfeksiyon kronikleşmiş demektir.
Hepatit B virüs enfeksiyonunun iyi ya da kötü sonuçlanması, büyük ölçüde hastalığın başladığı yaşa bağlıdır. Hepatit B’nin seyrinde kronikleşme olasılığı bakımından çocuklar daha riskli gruptadırlar. Özellikle yenidoğanda, doğum sırasında anneden bulaşan hepatit B’nin kronikleşme olasılığı % 90’dır. Yeni doğan bebeklerde, bağışıklık sistemi henüz gelişmemiştir. Bebeklerin doğumları sırasında, enfekte anneden hepatit B virüsü bulaşırsa, enfeksiyon genellikle sessiz seyredebilir. Bebekler sağlıklı görünebilir ve sarılık ortaya çıkmayabilir. Ancak bu bebekler çoğunlukla, virüsün uzun süreli kronik taşıyıcısı olabilir. Genellikle uzun yıllar sağlıklı görünseler de bir kısmında 40 ya da 50 yaşlarından sonra hepatit B hastalığı ortaya çıkabilir.
Yaşamlarının erken dönemlerinde enfeksiyona yakalanan kronik taşıyıcıların yaklaşık %25’inde, yaşamları boyunca siroz oluşma ve hatta karaciğer kanseri gelişme riski çok fazla olabilir. Yine, 1-5 yaş arasında hepatit B’ye yakalanan çocuklarda, hepatitin kronikleşme olasılığı %30’dur. 5 yaşından sonra hepatit B’ye yakalananlarda ise bu oran % 5 – 8’lere kadar geriler.
Hepatit B’nin tek bulaş kaynağı, insandır. Hepatit B’nin bulaşma yollarını sıralayacak olursak:
Hepatit B enfeksiyonundan korunmak ve hepatit B virüsüne karşı bağışıklık kazanmak için mutlaka hepatit B aşısı olunmalıdır. Aşı, hepatit B enfeksiyondan korunmanın en etkili yoludur. Özellikle sağlık çalışanları ve diğer risk altındaki grupların hepatit B enfeksiyonuna yakalanmaması için mutlaka aşı yaptırmaları ve koruyucu ekipman kullanmaları sağlanmalıdır. Hepatit B, cinsel yolla bulaşan bir hastalık olduğundan, korunmasız cinsel ilişki riskini azaltmak için prezervatif kullanılması önerilir. Hepatit B, enfekte kan ve vücut sıvılarıyla bulaşabildiğinden, enfekte olan tüm kan ve vücut sıvılarından uzak durulmalıdır.
Hepatit B enfeksiyonunun yayılmasında iğne paylaşımı önemli bir rol oynar. Bu nedenle, başkalarıyla iğne paylaşmaktan kaçınılmalıdır. Hepatit B enfeksiyonu, enfekte aletlerin kullanımıyla da bulaştığı için; tıraş, manikür, pedikür, dövme gibi işlemler sırasında alet ve gereçlerin dikkatlice sterile edilmesi şarttır. Ayrıca, diş hekimlerince tüm araç gereçlerin sterilizasyonu mutlaka sağlanmalıdır.
Hepatit B virüsü taşıyanlar, kişisel hijyen kurallarına dikkat etmeli ve bu konuda titiz davranarak ellerini sık sık yıkamalıdırlar. Kişisel eşyalarını, özellikle diş fırçası, tıraş bıçağı, tırnak makası, kulak temizleme çubuğu ve diğer kişisel bakım ürünlerini başkalarıyla paylaşmamalıdırlar.
Hepatit B taşıyıcıları, hem kendilerini hem de karşılarındakileri koruma amacıyla, cinsel ilişki sırasında mutlaka prezervatif kullanmalıdırlar. Özellikle sağlık çalışanları ve diğer kişilerle temasta olduklarında, hepatit B virüsünü taşıdıklarını açıkça belirtmelidirler.
Hepatit B taşıyıcıları, alkol ve diğer zararlı maddelerden uzak durmalı, ağır sporlar yapmaktan kaçınmalı, karaciğeri yormamalıdırlar.
Hepatit B taşıyıcıları, sağlık kontrollerini düzenli yaptırmalı ve hepatit B hastalıklarının ilerleyip ilerlemediğini takip etmelidirler. Hepatit B taşıyıcısı olan bir evde, aynı evi paylaşanların mutlaka hepatit B aşısı olmaları sağlanmalıdır. Üzerinde durduğumuz en önemli bir konu da; hepatit B enfeksiyonu taşıyan bir annenin, yeni doğan bebeğine doğar doğmaz ya da en kısa sürede aşılarını yaptırmasıdır.
Hepatit B enfeksiyonunun tedavisi her hasta için farklılık gösterir. Tedavi seçenekleri ve süresi, hastanın enfeksiyonunun ciddiyetine, yaşına, sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, hepatit B enfeksiyonu olan kişilerin bir sağlık uzmanına danışması önerilir.
Hepatit B virüsü dünya genelinde yaygın bir enfeksiyon olup, her yıl 350 milyon insanı etkiler. Afrika, Asya ve Pasifik adaları gibi orta ve düşük gelirli ülkelerdeki çocukların çoğu, hepatit B virüsü ile erken yaşta enfekte olduklarından, enfeksiyon buralarda çok yaygın olarak görülür. Yüksek gelirli ülkelerde, hepatit B enfeksiyonunun az görülmesinin nedeni, aşılanmanın çok erken yaşlarda başlanmasıdır.
Dünya Sağlık Örgütü (W.H.O) verilerine göre, 2019 yılı itibarıyla 292 milyon insanın kronik hepatit B enfeksiyonu taşıdığı tahmin ediliyor. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre ise; 2020 yılı itibarıyla Türkiye’de kronik hepatit B taşıyıcısı yaklaşık 1,4 milyondur. Ancak bu rakamın gerçek sayıdan daha az olduğu tahmin edilmekte ve enfekte kişinin 4 milyon civarında olduğu düşünülmektedir. Çünkü taşıyıcı olduğunu bilmeyen kişi sayısı çok fazladır.
Hepatit B enfeksiyonu taşıyanlarda karaciğer kanserine yakalanma riski, bu virüsü taşımayanlara göre 100 kat daha fazladır. Hepatit B virüsünün, dünyada 1 günde neden olduğu ölüm sayısı, AIDS virüsünün 1 yılda neden olduğu ölüm sayısından fazladır. Hepatit B virüsü, AIDS virüsünden 100 kat daha bulaşıcıdır. Çünkü 1 damla kandaki hepatit B virüsü sayısı, AIDS virüsü sayısının 100 katından fazladır.
Hepatit C ile ilgili makalemi de okumanızda fayda vardır. Ana menüdeki makaleler bölümünden diğer makalelerimi de okuyabilirsiniz.
Hepatit B’nin tanısı ve evreleri laboratuvarlarda yapılan kan testleriyle saptanabilir. Bu testleri belirtmeden önce Hepatit B ‘ye ilişkin kan testlerinin deyimlerini açıklamakta yarar görüyorum.
Anti-HBc antikorunun varlığı; Hepatit B enfeksiyonunun teşhisinin anahtarıdır. Bugün Kızılay dahil, çoğu sağlık kurumlarında Hepatit B taşıyıcısını saptamak için sadece HBsAg testi istenmekte olduğu için, “gizli hepatit taşıyıcıları” teşhis edilememektedir. 56 senelik meslek yaşamımda ve laboratuvarımda 20.000’in üzerindeki kişide uyguladığım Hepatit B taramalarında, bugüne kadar 300’ün üzerindeki kişide HBsAg ve Anti-HBs titreleri (seviyeleri) saptanamadığı halde, Anti-HBc titrelerini pozitif buldum (Gizli hepatit taşıyıcısı). Bu da, Hepatit B taşıyıcılarını saptamak için sadece HBsAg testinin istenmesinin, %1.5’luk yanılgıya sebep olabileceği anlamına geliyor. Yani sadece HBsAg testi yapılırsa, Hepatit B taşıyıcılarının %1.5’uğu, tespit edilmeden atlanabilir.
Çoğu sağlık kuruluşlarında, hepatit testleri (maalesef), ucuza mal olduğu için kart, aglütinasyon ve tarak test dediğimiz basit yöntemlerle yapılmaktadır. Dolayısıyla düşük titredeki antijen veya antikorlar saptanamamakta veya yeni yakalanılan ya da önceden geçirilen enfeksiyonlar teşhis edilememektedir. Bu nedenle hepatit B’nin kesin tanısı için, rakamsal olarak sonuç veren aletlerle yapılan testler tercih edilmelidir. Bu arada; 1981 yılında, hepatit B enfeksiyonunun tanısı için tüm dünyada yeni uygulanmaya başlayan kart testleri, Türkiye’de de uygulanmaya başlamıştı. O senelerde tanı için bu testleri ben de uygulamıştım.
Hepatit B aşısı genellikle bebeklik döneminde yapılır, ancak yetişkinler için de uygun olan bir aşı programı vardır. Henüz aşılanmamış yetişkinlere 3 doz aşı, genellikle şu takvime göre yapılır:
Hepatit B aşısı uygun şartlarda (dondurulmadan) muhafaza edilerek uygulandığında, aşılananların %90’ından fazlasında bağışıklık sağlamaktadır. 40 yaşın üzerindekilerde, ilk kez aşı olanlarda, bağışıklık oranı bir miktar düşmektedir. Yeni doğanlarda ise aşıda %100’e yakın bağışıklık elde edilebilmektedir.
Dünyada 400 milyon kişiyi esir alan, neredeyse AIDS’i bile sollayan Hepatit B virüsünü maalesef bir türlü yeterince ciddiye almıyoruz.
Online Eğitimler
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.