HPV, 200’den fazla tipi olan bir DNA virüsü olup, insana geçen 50’den fazla tipi vardır ve cinsel yolla bulaşan tiplerin %15’i karsinojeniktir (kansere neden olur).
Virüs, cinsel yolla bulaşan hastalıklar kapsamında genellikle cinsel ilişki, oral seks ya da ten teması yoluyla bulaşır. Ayrıca başkasının iç çamaşırlarını giymek, havuz kenarına ya da genel tuvaletlerin klozetlerine dezenfektanlarla temizlik yapmadan oturmakla bulaşır.
Cinsel birleşmeyle olan bulaşlarda virüs, erkeklerde genellikle penis üzerinde ve kasıkta, kadınlarda ise vulva (dış genital bölge), anüs ve serviks (rahim ağzında) ya da cinsel organ çevresinde yerleşir ve zamanla, yerleştiği noktalarda “genital siğil”, ”papillom” ya da “kondilom” olarak adlandırılan ağrısız lezyonlara neden olur.
Bu siğiller zamanla karnabahar şeklinde papillomlara dönüşürken ağrı, kanama, akıntı ve kaşıntı gibi yakınmalara neden olabilir.
Oral seksle olan bulaşlarda; dudakta, ağız içinde, dilde ve yutakta bağışıklığın düşük olduğu bulaşlarda kanserle sonuçlanan lezyonlar oluşabilir.
El ile temaslarda, bu papillomlar el üzerinde ve parmaklarda da oluşabilir.
HPV virüsünün her tipi kondilom oluşturmaz ve kansere de neden olmaz. Çoğu virüs tiplerinin oluşturduğu enfeksiyonlar, immün sistem (bağışıklık sistemi) tarafından bastırılır ve belirtisiz olarak yıllarca seyredebilir. Enfeksiyon yıllarca belirti göstermediği için kişi, enfekte olduğunu bilmez ancak etrafa bulaştırır. Bu kişilere portör (taşıyıcı) denir.
Virüsün kuluçka süresi belli değildir. Bulaşan kişilerin çoğunda 2-6 ay gibi bir zaman diliminde belirti verebilir ve papillomlar oluşabilir.
Tanı; cinsel organ, ağız ya da diğer bölgelerde bulunan siğillerden alınan sürüntülerden DNA testi yaptırılarak yada patolojik yöntemlerle konur.
HPV virüsü kadınların %90’nında vücudun (bağışıklık sisteminin kuvvetine göre) kendiliğinden yok olur ancak %10’nunda kronik enfeksiyon olarak kalır.
Hastalığın, ağızdan alınan ilaçlar ya da enfekte bölgelere sürülen kremlerle etkin bir tedavi yöntemi yoktur. Siğiller, cerrahi yöntemle çıkarma, “dondurma”, “yakma” ya da lazer ile yok edilebilir.
Kimyasal solüsyonlarla yok etme cildin tahriş olmasına, deri harabiyetine, ağrı ve ülserasyona neden olabilir.
Kondilomların yok edilmesi için en sağlıklı ve etkili çözüm koter ile yakmaktır. Bu yöntemle tek seferde tüm siğiller yok edilebilir.
Siğillerin yok edilmesi hastalığın da yok olması anlamına gelmez. Vücudun bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucunda bir süre sonra başka bölgelerde de yeni siğiller çıkabilir ve bu siğiller vücudun nemli ve sıcak bölgelerine doğru yayılma gösterebilir.
Virüsün 6 ve 11 tipleri anal ve genital bölge kanserlerine , 16 ve 18 tipleri de servikal kanserlere neden olur.
Kadınlarda görülen serviks kanseri, dünyada (sigara içme nedeni ile oluşan) akciğer kanseri ve meme kanserinden sonra en fazla görülen kanser türüdür. Seks yaşamının 15’li yaşlarda çok erken başlaması, kanserin de, cinsel aktif yaşamın 15 – 45 yaşlarındaki kadınlarda ve erkeklerde görülmesine neden olur. Sigara kullanımı, HPV kanseri riskini arttırır. Her yıl ortalama 500.000 servikal kanser olgusundan 300.000‘ i hayatını kaybetmektedir.
HPV enfeksiyonundan korunmak için, cinsel ilişki sırasında mutlaka kondom kullanılmalı ve ilişki sonrasında genital bölge ve çevresi sabunlu su ile yıkanmalı, genel tuvaletlere oturmadan mümkünse dezenfektanlar ile silinmeli ve başkasının çamaşırları giyilmemelidir.
Aslında, HPV enfeksiyonundan korunmak için en etkili yol aşı olmaktır. Aşı, 9 yaşından itibaren cinsel hayatı henüz başlamayan tüm kız ve erkek çocuklarına uygulanmalıdır. İngiltere, Amerika ve Avusturalya gibi gelişmiş ülkelerde aşı, ilkokul çağındaki tüm kız ve erkek çocuklara ücretsiz olarak uygulanmaktadır. Aşılanma nedeniyle bu ülkelerde HPV enfeksiyonları %90 azalmıştır.
Aşı, HPV’nin kansere neden olan 6 – 11 – 16 ve 18 tiplerine karşı hazırlanmış olup, 0 – 1 ve 6. aylarda 3 kez koldan yapılmalıdır. Aşının koruyucu etkinliğinin 5 yıl olduğu kanıtlanmış olup, bağışıklığın daha uzun süreler devam edip etmediği konusunda araştırmalar yapılmaktadır. İlk aşıdan 5 yıl sonra, tek doz “hatırlatma” aşısının bir kez daha yapılmasında yarar vardır kanısındayım.
Havuç suyundaki beta – karoten, C ve E vitaminlerinin, bu enfeksiyonlara karşı vücudun savunma sistemini güçlendirdiği ileri sürülmektedir.
Bu web sitesi size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmemiz için çerezler kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize geri döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevler gerçekleştirir.
Kesinlikle Gerekli Çerezler
Çerez ayarlarınız için tercihlerinizi kaydedebilmemiz için "Kesinlikle Gerekli Çerezler" her zaman etkin olmalıdır.
Bu çerezi devre dışı bırakırsanız, tercihlerinizi kaydedemeyiz. Bu, bu web sitesini her ziyaret ettiğinizde çerezleri tekrar etkinleştirmeniz veya devre dışı bırakmanız gerekeceği anlamına gelir.
3. taraf çerezleri
Bu web sitesi, siteye gelen ziyaretçi sayısı ve en popüler sayfalar gibi anonim bilgileri toplamak için "Google Analytics" kullanır.
Bu çerezi etkin tutmak, web sitemizin SEO performansını iyileştirmemize yardımcı olur.
Lütfen tercihlerinizi kaydedebilmemiz için öncelikle "Kesinlikle Gerekli Çerezleri" etkinleştirin!
Ek çerezler
Bu web sitesi aşağıdaki ek çerezleri kullanır:
(Ek çerez yok)
Lütfen tercihlerinizi kaydedebilmemiz için öncelikle "Kesinlikle Gerekli Çerezleri" etkinleştirin!